23 Ekim 2008 Perşembe

Kızımın Doğum Günü


Uzun zaman oldu yine yazmayalı... 17 Ekim'de kızımın doğum günüydü. Bir kaç resim çekmiş çocuklar. Bende onları yayınlıyayım dedim.

Kızım biraz sitemliydi bana karşı. Nedeni ise doğum günü masasının hiçte istediği gibi olmayışı. Eeee anne artık çalışan bayan; ilk defa çalıştığı için biraz yorgunluk ve tembellik hissediyor. Dolayısıylada sonuç işte ortada...



Resimlerdekilerden işaretli olan kızım. (yani doğum günü çocuğu) En sağdaki en büyük erkek çocukda oğluşum oluyor. Diğer erkek çocuklar eltimin oğluşları, kızlar ise kızımın arkadaşları.


5 Ekim 2008 Pazar

KIZARTMA KURABİYELER





Hepinize merhabalar;

Biliyorum yine çok ara verdiğim için bana çok kızıyorsunuz.Her zaman olduğu gibi yine geçerli ve bana göre oldukça güzel sebepleri var. Malum, okul açıldı ve çocukların okul hazırlıkları beni epyce yordu.Bilenleriniz vardır kızım bu yıl OKS öğrencisiydi.O'nun okula yerleştirilmesi için son güne kadar uğraştık. Kazandığı okullara sırayla kayıt yaptırdık. Fakat herzaman için ''en güzel okul eve en yakın okul ''olduğundan, bizde eve yakın bir Anadolu Lisesi' ne son gün kayıt yaptırdık. Kızım okulundan çok memnun. Şimdi düşünüyorumda; o okul senin, bu okul benim boşuna dolaşmışız. Neyse öyle derken bende yarım günlük bir işe başladım. Buna Ramazan Ayı da eklenince herşeye yetemedim sanırım. Sanırım herşey artık rayına oturdu ve ben yine sizlere, sayfama geri dönebildim. İnşaallah bundan sonra daha ilgili olabileceğim.
Dün akşam geç vakitti. Epeydir yapmadığım bu kurabiyeleri yarım saat gibi bir zamanda yapıverdim. Hemen hazırlanması benide çocuklarıda çok memnun etti. Çok önceleri http://gunebakantarlalari.blogspot.comHülya'da görmüştüm. Ozaman da yapmıştım. Bu sefer tarife kendimce eklemeler yaptım. İşte tarif:
4 yemek kaşığı toz şeker, (6 yemek kaşığı yeni hali)
6 yemek kaşığı sıvı yağ,
2 yumurta,
1 paket kabartma tozu,
1 paket vanilya,
4 kaşık yoğurt,(yeni hali)
aldığı kadar un,
kızartmak için sıvı yağ,
üzeri için pudra şekeri,
Bütün malzemelerle kurabiye hamuru yoğurulur. (pudra şekeri ve kızartma yağı hariç) İstenilen şekiller verilir ve kızartılır. Yalnız kızartma esnasında çok çabuk hareket etmek gerekiyor aksi taktirde kubişlerimiz yanabilir. Daha sonrada üzerlerine pudra şekeri serpip afiyetle bir bardak demli çayla birlikte yenilir. Kızartma olması sizi yanıltmasın. Hiç yağ çekmediği için oldukça hafif oluyor.




12 Ağustos 2008 Salı

Tekrar Merhabalar veFındıklı Kurabiyeler

Oldukça uzun bir aradan sonra tekrar sayfamda olmaktan çooook mutluyum. Neden uzun bir ara? Güzel soru evet, nedeni şifremi unutmam. Neyse ki uzun uğraşılarımdan sonra işte burdayım.

Bu kubişleri yapalı da çok uzun süre oldu. Tarifini daha sonra paylaşıcam inşaallah.








YOĞURTLU BİBER KAVURMASI

Çok severim biberi. Yaz yemeklerinin içinde hem pratik hem lezzetli bir çeşittir. Çok sıklıkla yaparım. Her yaptığımdada çocuklarım: (aaa annem anneannemin yemeğini yapmış ) derler. Tarif vermeye gerek var mı bilmiyorum. Resimlerde herşey ortada gibi değil mi?
Hiç denememiş olan var mıdır bilemiyorum ama, Düzce'de hemen her evde hemen hergün yapılan bu yemeği yapıp yemenizi tavsiye ediyorum.








3 Ağustos 2008 Pazar

PANKEK PASTA

Biliyorum sayfama gelip hep aynı yayımla karşılaşmanız hiç hoş değil. İnşaallah bundan böyle daha aktif olmaya çalışacağım.Bu pastacığıda geçen günlerde yapmıştım. Ben pankeki çok sıklıkla yaparım. Pratik ve lezzetli olması buna etken sanırım. Lezzetinin klasik kekten hiç farkı olmadığı için neden pasta da olmasın dedim ve bu basit ama oldukça lezzetli olan pastacık çıktı ortaya. Gelelim tarife; 2 yumurta, 1 bardak toz şeker, 1 bardak süt, 1 paket vanilya, 1 paket kabartma tozu, 1 yemek kaşığı nescafe, aldığı kadr un,
Kreması için; 5 kaşık un, 5 kaşık şeker, 1 paket vanilya, 1 lt. süt
Üzeri için; 1 bardak kremşanti ve vişne taneleri.


Keki klasik kek şeklinde hazırlayıp teflon tavada ince ince döküp pişiriyoruz. Bu ölçülerden 26cm. lik tavada 5 veya 6 tane kek çıkıyor. Aralarını sütle ıslatarak krema sürüp en üstüne ve dışınada kremşanti sürüp buzdolabına atıyoruz. 2 saat kadar dinlenince servise hazır hale geliyor. Denemenizi tavsiye ederim. Özellikle benim gibi pratikliği seviyorsunuz.





28 Temmuz 2008 Pazartesi

MİRAÇ KANDİLİMİZ MUBAREK OLSUN




TÜM İSLAM ALEMİNİN MUBAREK MİRAÇ KANDİLİNİ KUTLAR VE DAHA NİCELERİNE ERİŞEBİLMEMİZİ YÜCE RABBİMDEN NİYAZ EDERİM

3 Temmuz 2008 Perşembe

ÜÇ AYLAR

TÜM İSLAM ALEMİNİN MÜBAREK ÜÇ AYLARINI TEBRİK EDER NİCE KUTLU GÜNLERE ERİŞMEMİZİ TEMENNİ EDERİM.



22 Haziran 2008 Pazar

EKMEK TATLISI ve BEN BURDAYIM




Eveeet! Uzun bir aradan sonra işte yine sayfamdayım.Birçok sebepten dolayı ara vermek zorunda kaldım. Fakat aklım hep sayfamda ve sizlerdeydi. Acaba yokluğumda neler kaçırdım diye şöyle bir dolaştım. Oooo neler olmuş neler. Hepside çok sevindirici olaylar. İnşaalah bundan sonra yokluğumu telafi etmeye çalışacağım. Eee artık tarife gelelim değil mi?
Bu tatlıyı yapalı çok uzun zaman oldu aslında. Arşivde öğlece bekliyordu. Aslında hemen hemen hepimizinde bildiği çok kolay ve lezzetli bir tatlı.
Malzemeler:
  • 1 paket etimek,
  • 2 br. toz şeker,
  • 1.1/2 br. su,
  • 1 paket kremşanti,
  • 1 bardak süt,
  • 1 kase çilek,
  • 1/2 limon suyu,
  • Hazırlanışı: Önce su ve şekerle bir şerbet yapılır. Ekmekler servis tepsisine dizilerek şerbet sıcak olarak üzerlerine dökülür. Soğuduktan sonra daha önceden hazırladığımız kremşanti ile üzerleri süslenir. En üzerine ise dilimlenmiş çilekler serpiştirilir. Arzuya göre muz veya mevsim meyveside kullanabiliriz. Bu çok lezzetli ve pratik tatlıyı denemenizi öneririm.Kolay gelsin canlarıııııım!


15 Mayıs 2008 Perşembe

KÜÇÜK BİR BİLGİ HAYAT KURTARABİLİR



!!! KÜÇÜK Bİ BİLGİ HAYAT KURTARABİLİR !!!!!
Diyelim ki, mesai saati bitti ve siz de akşam 18:30 civarında, alışılmadık derecede zorlu bir iş gününün ardından (tabii ki tek başınıza) arabanıza binip evin yolunu tuttunuz.Çok yorgunsunuz ve canınız da fena halde sıkkın.

!!!!!!!!!!!!!MÜTHİŞ GERGİN VE SİNİRLİ BİR HALDESİNİZr30;

Birdenbire göğsünüzde, kolunuza ve çenenize doğru yayılmaya başlayan korkunç bir ağrı hissediyorsunuz. En yakın hastaneye sadece on dakikalık mesafedesiniz ama hastaneye ulaşmayı başarıp başaramayacağınızdan bile emin değilsiniz.!


NE YAPACAKSINIZ??? İLK YARDIM KURSLARINA KATILACAK KADAR AKLI BAŞINDA BİRİYDİNİZ AMA KURSTAKİ EĞİTMEN, SİZİN BAŞINIZA BİR ŞEY GELDİĞİNDE NE YAPACAĞINIZI ÖĞRETMEDİ!!! !!!!!!!!!!!!!!!!!!!YALNIZ BAŞINIZAYKEN KALP KRİZİ GEÇİRİRSENİZ NASIL HAYATTA KALIRSINIZ? PEK ÇOK İNSAN KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİ SIRADA TEK BAŞINA OLUYOR; ETRAFTA YARDIM EDECEK KİMSE BULUNMUYOR. KALP ATIŞLARI DÜZENSİZLEŞEN VE KENDİSİNİ BAYILACAKMIŞ GİBİ HİSSEDEN BİRİNİN BİLİNCİNİ YİTİRMEDEN ÖNCE YALNIZCA 10 SANİYE KADAR ZAMANI VARDIR. BU DURUMDA NE YAPMANIZ GEREKİR?!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

CEVAP:PANİĞE KAPILMADAN ÜST ÜSTE KUVVETLİCE ÖKSÜRMEYE BAŞLAYIN. ÖKSÜRMEDEN ÖNCE HER SEFERİNDE DERİN BİR NEFES ALIN; ÖKSÜRÜKLERİNİZ GÜÇLÜ OLSUN, DERİNDEN GELSİN VE UZUN SÜRSÜN, TIPKI GÖĞSÜNÜZDE BİRİKMİŞ BALGAMI ATMAYA ÇALIŞIR GİBİ ÖKSÜRÜN. HER İKİ SANİYEDE BİR DERİN NEFES ALIP ÖKSÜRÜN VE BUNU YA YARDIM GELENE DEK YA DA KALP ATIŞLARINIZ TEKRAR NORMALE DÖNENE DEK SÜREKLİ YAPIN.

r6; DERİN NEFES ALMAK CİĞERLERİ OKSİJENLE DOLDURUR. r6; ÖKSÜRMEK KALBE TAZYİK YAPAR VE KAN DOLAŞIMINI RAHATLATIR.

r6; KALBE UYGULANAN BU TAZYİK, KALBİN NORMAL RİTMİNE DÖNMESİNİ KOLAYLAŞTIRIR.

r6; BÜTÜN BUNLAR SİZE, BİLİNCİNİZİ KAYBETMEDEN ÖNCE HASTANEYE YETİŞECEK ZAMANI TANIR. NEDEN?BU BİLGİ SAYISIZ İNSANIN HAYATINI KURTARABİLİR!!!ASLA, 'BENİM BAŞIMA GELMEZ!' DİYE DÜŞÜNMEYİN.HAYAT TARZIMIZIN EPEYCE DEĞİŞTİĞİ ŞU SON YILLARDA ARTIK HER YAŞTA İNSAN KALP KRİZİ GEÇİRİYOR.


GERÇEK BİR DOST OLDUĞUNUZU GÖSTERİP BU MAKALEYİ TANIDIĞINIZ HERKESE ANLATIN.!!!!!

9 Mayıs 2008 Cuma

YONCA TOKBAŞ'IN ÖZÜR DİLERİM YAZISI

Bu gün blogları ziyaret ederken benimde gerçekten çok rahatsızlık duydyğum bir konuya rastladım. Sevgili İlkayhttp://pastacipapatyalar.blogspot.ın sayfasında okuduğum yazı beni çok heyecanlandırdı. Gerçekten insan olarak kendimden utanıyorum. Çevrede ağzı bozuk , birbirinden bir merhabayı bile esirgeyen, düşene bir tekmede ben vurayım diyen insanlarla dolu. Bu yazıyı yazan sevgili YONCA TOKBAŞ'a çok teşekkür etmek lazım. Yazısında da belirttiği gibi bizlerede sayfamızda yayınlamaya izin vermiş. Ben de seve seve yazyınlıyorum. Keşke herkez bu yazıdaki gibi olsaydı...
Özür dilerimBen bir hata yaptım.
Hani ağzımdan kaçtı derler ya…
Farkında bile değildim üstelik.
Bana; insanı öfkeyle dolduruşa getiren bir yazı yazdığımı düşündüğü için eleştirisini yollayarak güzelce kulağımı çeken bir okurum; “Lütfen yazılarınızda “balgam” gibi bir kelime kullanmayın” dediğinde farkına vardım.
Ben de öfkeme yeniliyorum.
Yanlış bu işte.
Bunu fark ettiğimde başka bir şeyi daha fark ettim.
Bizim için, sevinç ve takdir dile getirmek zor.
Sövmek ve yermek çok kolay.
Yüreklendirme yok.
Özür dilemeyi bilmiyoruz.
“Merhaba dersen borçlu çıkarsın!” şeklinde yaşıyoruz.
Maç galibiyetleri dışında sevinçten sokaklara döküldüğümüz var mı? Onda da silahlar patlıyor zaten...
Peki ya hiç olumlu eylem yapmışlığımız?
Yani demek istediğim, bugüne kadar beğenmediğimiz bir şey olduğunda ya hep bağıra çağıra tepiştik ya da ışık söndürerek, siyah kurdele takarak kızgınlığımızı dile getirdik.
Aydınlık Türkiye için kendimizi karanlığa mahkum ettik. Ha diyeceksiniz tasarruf ettik... O ayrı da...
Ben başka bir şeyden bahsediyorum.
Neden “Merhaba Deme Eylemi” yapmıyoruz?
Kimseden korkmadan, inadına, herkese gülümseyerek “Merhaba!” desek mesela...
Bunu bir eylemle başlatıp kendimize iyi bir alışkanlık edindirsek ya.
Ya da ne bileyim...
Öfkeye inat “Gülümseme Eylemi!” yapsak.
Siyah kurdeleler yerine, GÖKKUŞAĞI renklerinde kurdeleler taksak arabalarımızın antenlerine.
Radyolarımız insanlara “Günaydın!” deme çağrısında bulunsa...
Nezaket adına “Bayanlara Kapı Açma Eylemi” başlatsak mesela.
Küfür edenin ağzına pul biber sürmek yerine, “Al sana şeker! Ye de ağzın tatlansın eylemi” yapsak...
İyi bir başlangıç olmaz mı?
Radyolardan, büyük yazarlardan, blogculardan bu konuda destek istesem, alabilir miyim?
Bu önerimi elden ele dolaştırsak, destek çıkar mı birileri sizce?
Yoksa ben hayal aleminde uçmaya başladım da,
Kanatlarım kırılıp düşecek miyim yere?

Yonca “
umutekeriyilikbiçer”

4 Mayıs 2008 Pazar

KAKAOLU TAHİN HELVASI TATLISI

Başka bir adı var mı bilmiyorum ama biz buna böyle diyoruz. Tahin helvasını bol limonla ezerek sulandırarak muhallebi kıvamına getiriyoruz. Et yemeklerinden veya balıktan sonra çok güzel gidiyor. İster ekmek üzeri, istersenizde ekmek bandırarak yiyebilirsiniz. Aslında sadesiyle daha güzel oluyor. Limon aroması kakaoluda pek alınamıyor.
Denemenizi tavsiye ederim.
kolay gelsin

3 Mayıs 2008 Cumartesi

GECİKMİŞ KUTLAMALAR



14 Nisan oğlumun doğum günüydü.Onu gecikmeli olarak geçen hafta kutladık. Pek istediğim gibi bir kutlama yapamadım.Sebebini biliyorsunuz artık söylemek istemiyorum. Keza önceki yazılarımda fazlasıyla bahsedip başınızı ağrıtmıştım. Pastamızın içi kakaolu pandispanya. Herzamanki ölçülerimle pişirdim. Tek fark iki pandispanya yapıp dört katlı bir pasta olması.Yani oldukça yüksek bir pasta oldu. İçi muzlu krema ve muz dilimleriyle dolu. Üzeri ise kremşanti ve çikolata ile kaplı. Oldukça lezzetli bir pastaydı.


Bu pastayla aynı zamanda bloğumun da doğum gününü kutlamak istiyorum. Gerçi oda taa 15 marttaydı. İyiki açmışım bu bloğu, yeni insanlar tanıdım sayesinde. İnsanların birbirleini hiç görmedende dost olabileceklerini öğrendim.

Dostluklarımızın her zaman daim olması dileğiyle şimdilik musade...



26 Nisan 2008 Cumartesi

PORTAKALLI PASTA ve SAĞLIK SORUNLARI DEVAM EDİYOR

Biliyorum çok ara verdim yine. Gelip gelip hastalık yazımı görmektende çok bıktınız. Biliyorsunuz annem başarılı bir by pas operasyonu geçirdi bir süre önce. İyileşme süreci oldukça hızlı ve güzel gelişti. Fakat yüksek şeker ve tansiyon nedeniyle dün tekrar hastahaneye yatırdık. Biraz daha yatacak ve idrara karışan keton tedavi edilecek.
Bir taraftanda çocukların okulları dersaneleri... Derken epey ciddi manada beyin fırtınaları yaşıyorum. Kızım bu yıl OKS öğrencisi hem okul hem dersane çok yoruluyor. Allahım sen yardım et yavrucaklara ya Rabbim! (AMİN)
İnşaallah Allah hepsinin emeklerinin karşılığını gösterir. Çocuklar adeta yarış atı gibi koşuşturup test çözüyorlar. Arkadaşlar ne olur sizde dua edin kızıma ve tüm öğrencilere olur mu?


Bu pastayıda çok uzun zaman önce kızımın eski öğretmeni benim çok sevdiğim canım arkadaşım Canan ve çocukları geldiğinde yapmıştım. Çok aceleyle yaptığım için kreması hariç herşeyi hazır kullandım. Oldukça hafif bir pasta olmuştu. Şu aralar sayfamla ilgilenemediğimden bu pastayıda arşivden çıkardım. Eeeee hep hastalık hep hastalık sıkıldınız değil mi?

12 Nisan 2008 Cumartesi

HERKEZE SELAMLAR

Sayfama gelipte aynı yazıyla karşılaşmaktan bıktınız biliyorum. Fakat inanın ki yoğunluktan... Bu aralar yaşadığımız sağlık sorunları bizi bayağı yordu. Eşim pompaya alışmaya çalışıyor. Annem ise operasyonunu oldu. Tam 4 damarı değişti. Şu anda evde ve iyileşme aşamasında. İnşaallah iyileşecek ve eskisinden daha iyi olacak. Oldukça ağır bir operasyon olduğu için operasyon sonrası bakımıda çok önemli. Enfeksiyonlara karşı açık olduğundan çok titizlikle bakılması gerekiyor.
Allah tüm hastalara acil şifalar versin. Ayrıca buradan annemin ameliyatını yapan Bolu İzzet Baysal Tıp Fakültesi Hocalarına ,doktorlarına, hemşirelerine, Prof.Dr. Bahadır Hocaya, Bizden ilgisini ve yardımlarını esirgemeyen Özlem Hanıma çok çok teşekkür ederim. Annemle çok ilgilendiler. En başında kardeşime İstanbula götürelim diye diretmiştim. ama iyikide Boluda olmuş. Allah hepsinden razı olsun.

17 Mart 2008 Pazartesi

TÜM HASTLARA ACİL ŞİFALAR

Uzun zaman oldu sayfamla ilgilenemeyeli. Bir çok sebebi var tabii… Birincisi eşim hastanede yattı iki hafta kadar. Bilenler bilirler eşim tip bir diabetli ve 12 senedir insülin kullanıyordu. Artık pompa denilen bir cihaza geçti. Bu cihaza bağlanmak kolay ama kullanması oldukça karmaşık. Yada bize öyle geliyor. Zamanla öğreniriz herhalde… Bütün bunların yanında vücudundaki rahatlamayı söylemeden geçemem tabii. Çünkü son zamanlarda epey sıkıntılar yaşıyordu. Şeker sürekli yüksek seyrediyordu. Tabii buda ciddi sıkıntılara yol açıyordu. Neysek ki artık iyi alışmaya çalışıyor. Eğer aynı durumda olanlar varsa ve sağlık güvencenizde varsa hiç beklemeden sizde geçin derim.
Biz eşimle uğraşırken annemde kötü bir haber aldık. Acilen anjuyografi olması gerekti ve sonucunda da baypas olması gerektiğini öğrendik. Bu ayın sonunda Allah nasip ederse ameliyat olacak. Allah bütün hastalarımıza acil şifalar versin.

Sevgili Arkadaslar,DUA EKLEYELIM cagrisi yapiyorum. Son duydugum degerli blogcu arkadasimiz
(Sofram) Fatma Hanima Allahtan acil sifalar diliyorum. Tüm hastalarimiz icin dua ekliyelim ve dua edelim, insallah Allahim kabul edecektir. Tüm katilan arkadaslara tesekkürler.
****************************
Şifa Duâsi

Hazret-i Âişe -radıyallahu anha-dan rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- kendilerine bir hasta getirildiğinde şöyle duâ ederlerdi;
"Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın." (8)
(8) Buhârî, Merdâ,20; Müslim, Selâm,46.Ebû Dâvud, Tıbb, 18,19

3 Mart 2008 Pazartesi

PATLICAN BÖREĞİ




Arkadaşlar patlıcan böreğini ben çok sıklıkla yaparım.Fakat bir türlü resimlemek kısmet olmadı bugüne kadar. Bu resimleride ben hazırlarken canım oğluşum çekti. İsterseniz böreğe geçelim. Bu böreği annem de çok yapar. Zaten malum bende ondan öğrendim.Bilenler bilirler annem Edremit'li. Dolayısıyle Ege yemeklerini çok yapar ve bayılarakta yeriz.


Malzemeler:3 - 4 orta boy patlıcan, 1 büyük baş soğan, 1 yemek kaşığı salça, 1 yemek kaşığı un, tuz, sıvıyağ.


Öncelikle patlıcanları alacalı soyup tuzlu suda acısının çıkması için bekletiyoruz. Bir tencereye yağı, küp doğranmış soğanları ve tuzu alık hafif pembeleştiriyoruz. Salçayı ilave ederek tekrar yıkayıp sıktığımız patlıcanları ekliyoruz. Biraz soteleyip sıcak suyunu verip pişiriyoruz. Yemeğimiz bir tarafta soğurken. Hamurumuzu yoğuruyoruz.






Aslında hamur için bir ölçü veremeyeceğim heralde. Çünkü göz kararı ile yoğurdum. Un, ılık su, tuz ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ. Hamuru yoğurup biraz dinlendiriyoruz. Bu arada bizde diğer malzemeleri hazırlıyoruz. Yani 1 su bardağı kadar sıvı yağ, oklava tepsi, bıçak, temiz bir sofra örtüsü,vs.Hamurumuz biraz dinlendikten sonra istediğimiz büyüklükte bezelere ayırıp açmaya başlıyoruz. Yalnız açtığımız yufkayı hemen tepsiye döşemiyoruz. Temiz bir bezin üzerinde biraz nemini alması için serili bırakıyoruz.Bezenin bir tanesini biraz daha küçük ve kalın açıyoruz ki onu yemeğin altında kullanıcaz.




Tepsimizi yağlayıp yufkalarımızı döşemeye başlıyoruz. En alta düz olarak bir tane seriyoruz. Onun üzerine o kalın ve küçük açtığımız yufkayı seriyoruz. İşte bundan sonra ise diğer yufkaları serdiğimiz yerden alıp tepsinin ortası boş kalacak şekilde ve buruşuk olarak döşüyoruz.Bu işleme bir yufkamız kalıncaya kadar devam ediyoruz. Unutmadan yufkaların aralarına sıvı yağ serpiştiriyoruz ki birbirine yapışmasın ve yumuşak olsun.
İlk resimde görüldüğü gibi içine bir kaşık un karıştırdığımız soğumuş olan yemeğimizi tepsinin ortasına boşaltıyoruz.

En sona bıraktığımız yufkayıda en üstüne bütün tepsiyi örtecek şekilde yayıyoruz. Üzerine 1 yumurta, 1 su bardağı yoğurt, 1/2 çay bardağı sıvıyağı ezip sürüyoruz.



180 derece önceden ısıttığımız fırınımızda kızarana kadar pişiriyoruz. Şimdi "eee hani servis tabağın" dediğinizi duyar gibi oldum. Arkadaşlarım bu böreğin özelliği bu tepsiyi ortaya koyarsınız ve kenardaki yufkaları koparıp patlıcana bandırıp yersiniz. Ama yok ben kendi tabağımda yemek isterim dersenizde kenarlardan içe doğru dilimleyerek servis edebilirsiniz. Bu lezzetli böreği denemenizi öneririm. Ben bunu yapınca sebze yemeği pişirmem. Ö nden hafif bir çorba ve bir sürahi ayran işte size bir menü...