BUTİK KURABİYE, PASTA, HAMUR İŞLERİ SİPARİŞLERİNİZİ TİTİZLİKLE HAZIRLIYORUM. 505 4127033 İLE İRTİBATA GEÇEBİLİRSİNİZ.
21 Mayıs 2008 Çarşamba
15 Mayıs 2008 Perşembe
KÜÇÜK BİR BİLGİ HAYAT KURTARABİLİR
!!! KÜÇÜK Bİ BİLGİ HAYAT KURTARABİLİR !!!!!
Diyelim ki, mesai saati bitti ve siz de akşam 18:30 civarında, alışılmadık derecede zorlu bir iş gününün ardından (tabii ki tek başınıza) arabanıza binip evin yolunu tuttunuz.Çok yorgunsunuz ve canınız da fena halde sıkkın.
!!!!!!!!!!!!!MÜTHİŞ GERGİN VE SİNİRLİ BİR HALDESİNİZr30;
Birdenbire göğsünüzde, kolunuza ve çenenize doğru yayılmaya başlayan korkunç bir ağrı hissediyorsunuz. En yakın hastaneye sadece on dakikalık mesafedesiniz ama hastaneye ulaşmayı başarıp başaramayacağınızdan bile emin değilsiniz.!
NE YAPACAKSINIZ??? İLK YARDIM KURSLARINA KATILACAK KADAR AKLI BAŞINDA BİRİYDİNİZ AMA KURSTAKİ EĞİTMEN, SİZİN BAŞINIZA BİR ŞEY GELDİĞİNDE NE YAPACAĞINIZI ÖĞRETMEDİ!!! !!!!!!!!!!!!!!!!!!!YALNIZ BAŞINIZAYKEN KALP KRİZİ GEÇİRİRSENİZ NASIL HAYATTA KALIRSINIZ? PEK ÇOK İNSAN KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİ SIRADA TEK BAŞINA OLUYOR; ETRAFTA YARDIM EDECEK KİMSE BULUNMUYOR. KALP ATIŞLARI DÜZENSİZLEŞEN VE KENDİSİNİ BAYILACAKMIŞ GİBİ HİSSEDEN BİRİNİN BİLİNCİNİ YİTİRMEDEN ÖNCE YALNIZCA 10 SANİYE KADAR ZAMANI VARDIR. BU DURUMDA NE YAPMANIZ GEREKİR?!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
CEVAP:PANİĞE KAPILMADAN ÜST ÜSTE KUVVETLİCE ÖKSÜRMEYE BAŞLAYIN. ÖKSÜRMEDEN ÖNCE HER SEFERİNDE DERİN BİR NEFES ALIN; ÖKSÜRÜKLERİNİZ GÜÇLÜ OLSUN, DERİNDEN GELSİN VE UZUN SÜRSÜN, TIPKI GÖĞSÜNÜZDE BİRİKMİŞ BALGAMI ATMAYA ÇALIŞIR GİBİ ÖKSÜRÜN. HER İKİ SANİYEDE BİR DERİN NEFES ALIP ÖKSÜRÜN VE BUNU YA YARDIM GELENE DEK YA DA KALP ATIŞLARINIZ TEKRAR NORMALE DÖNENE DEK SÜREKLİ YAPIN.
r6; DERİN NEFES ALMAK CİĞERLERİ OKSİJENLE DOLDURUR. r6; ÖKSÜRMEK KALBE TAZYİK YAPAR VE KAN DOLAŞIMINI RAHATLATIR.
r6; KALBE UYGULANAN BU TAZYİK, KALBİN NORMAL RİTMİNE DÖNMESİNİ KOLAYLAŞTIRIR.
r6; BÜTÜN BUNLAR SİZE, BİLİNCİNİZİ KAYBETMEDEN ÖNCE HASTANEYE YETİŞECEK ZAMANI TANIR. NEDEN?BU BİLGİ SAYISIZ İNSANIN HAYATINI KURTARABİLİR!!!ASLA, 'BENİM BAŞIMA GELMEZ!' DİYE DÜŞÜNMEYİN.HAYAT TARZIMIZIN EPEYCE DEĞİŞTİĞİ ŞU SON YILLARDA ARTIK HER YAŞTA İNSAN KALP KRİZİ GEÇİRİYOR.
GERÇEK BİR DOST OLDUĞUNUZU GÖSTERİP BU MAKALEYİ TANIDIĞINIZ HERKESE ANLATIN.!!!!!
9 Mayıs 2008 Cuma
YONCA TOKBAŞ'IN ÖZÜR DİLERİM YAZISI
Bu gün blogları ziyaret ederken benimde gerçekten çok rahatsızlık duydyğum bir konuya rastladım. Sevgili İlkayhttp://pastacipapatyalar.blogspot.ın sayfasında okuduğum yazı beni çok heyecanlandırdı. Gerçekten insan olarak kendimden utanıyorum. Çevrede ağzı bozuk , birbirinden bir merhabayı bile esirgeyen, düşene bir tekmede ben vurayım diyen insanlarla dolu. Bu yazıyı yazan sevgili YONCA TOKBAŞ'a çok teşekkür etmek lazım. Yazısında da belirttiği gibi bizlerede sayfamızda yayınlamaya izin vermiş. Ben de seve seve yazyınlıyorum. Keşke herkez bu yazıdaki gibi olsaydı...
Özür dilerimBen bir hata yaptım.
Hani ağzımdan kaçtı derler ya…
Farkında bile değildim üstelik.
Bana; insanı öfkeyle dolduruşa getiren bir yazı yazdığımı düşündüğü için eleştirisini yollayarak güzelce kulağımı çeken bir okurum; “Lütfen yazılarınızda “balgam” gibi bir kelime kullanmayın” dediğinde farkına vardım.
Ben de öfkeme yeniliyorum.
Yanlış bu işte.
Bunu fark ettiğimde başka bir şeyi daha fark ettim.
Bizim için, sevinç ve takdir dile getirmek zor.
Sövmek ve yermek çok kolay.
Yüreklendirme yok.
Özür dilemeyi bilmiyoruz.
“Merhaba dersen borçlu çıkarsın!” şeklinde yaşıyoruz.
Maç galibiyetleri dışında sevinçten sokaklara döküldüğümüz var mı? Onda da silahlar patlıyor zaten...
Peki ya hiç olumlu eylem yapmışlığımız?
Yani demek istediğim, bugüne kadar beğenmediğimiz bir şey olduğunda ya hep bağıra çağıra tepiştik ya da ışık söndürerek, siyah kurdele takarak kızgınlığımızı dile getirdik.
Aydınlık Türkiye için kendimizi karanlığa mahkum ettik. Ha diyeceksiniz tasarruf ettik... O ayrı da...
Ben başka bir şeyden bahsediyorum.
Neden “Merhaba Deme Eylemi” yapmıyoruz?
Kimseden korkmadan, inadına, herkese gülümseyerek “Merhaba!” desek mesela...
Bunu bir eylemle başlatıp kendimize iyi bir alışkanlık edindirsek ya.
Ya da ne bileyim...
Öfkeye inat “Gülümseme Eylemi!” yapsak.
Siyah kurdeleler yerine, GÖKKUŞAĞI renklerinde kurdeleler taksak arabalarımızın antenlerine.
Radyolarımız insanlara “Günaydın!” deme çağrısında bulunsa...
Nezaket adına “Bayanlara Kapı Açma Eylemi” başlatsak mesela.
Küfür edenin ağzına pul biber sürmek yerine, “Al sana şeker! Ye de ağzın tatlansın eylemi” yapsak...
İyi bir başlangıç olmaz mı?
Radyolardan, büyük yazarlardan, blogculardan bu konuda destek istesem, alabilir miyim?
Bu önerimi elden ele dolaştırsak, destek çıkar mı birileri sizce?
Yoksa ben hayal aleminde uçmaya başladım da,
Kanatlarım kırılıp düşecek miyim yere?
Yonca “
umutekeriyilikbiçer”
Hani ağzımdan kaçtı derler ya…
Farkında bile değildim üstelik.
Bana; insanı öfkeyle dolduruşa getiren bir yazı yazdığımı düşündüğü için eleştirisini yollayarak güzelce kulağımı çeken bir okurum; “Lütfen yazılarınızda “balgam” gibi bir kelime kullanmayın” dediğinde farkına vardım.
Ben de öfkeme yeniliyorum.
Yanlış bu işte.
Bunu fark ettiğimde başka bir şeyi daha fark ettim.
Bizim için, sevinç ve takdir dile getirmek zor.
Sövmek ve yermek çok kolay.
Yüreklendirme yok.
Özür dilemeyi bilmiyoruz.
“Merhaba dersen borçlu çıkarsın!” şeklinde yaşıyoruz.
Maç galibiyetleri dışında sevinçten sokaklara döküldüğümüz var mı? Onda da silahlar patlıyor zaten...
Peki ya hiç olumlu eylem yapmışlığımız?
Yani demek istediğim, bugüne kadar beğenmediğimiz bir şey olduğunda ya hep bağıra çağıra tepiştik ya da ışık söndürerek, siyah kurdele takarak kızgınlığımızı dile getirdik.
Aydınlık Türkiye için kendimizi karanlığa mahkum ettik. Ha diyeceksiniz tasarruf ettik... O ayrı da...
Ben başka bir şeyden bahsediyorum.
Neden “Merhaba Deme Eylemi” yapmıyoruz?
Kimseden korkmadan, inadına, herkese gülümseyerek “Merhaba!” desek mesela...
Bunu bir eylemle başlatıp kendimize iyi bir alışkanlık edindirsek ya.
Ya da ne bileyim...
Öfkeye inat “Gülümseme Eylemi!” yapsak.
Siyah kurdeleler yerine, GÖKKUŞAĞI renklerinde kurdeleler taksak arabalarımızın antenlerine.
Radyolarımız insanlara “Günaydın!” deme çağrısında bulunsa...
Nezaket adına “Bayanlara Kapı Açma Eylemi” başlatsak mesela.
Küfür edenin ağzına pul biber sürmek yerine, “Al sana şeker! Ye de ağzın tatlansın eylemi” yapsak...
İyi bir başlangıç olmaz mı?
Radyolardan, büyük yazarlardan, blogculardan bu konuda destek istesem, alabilir miyim?
Bu önerimi elden ele dolaştırsak, destek çıkar mı birileri sizce?
Yoksa ben hayal aleminde uçmaya başladım da,
Kanatlarım kırılıp düşecek miyim yere?
Yonca “
umutekeriyilikbiçer”
4 Mayıs 2008 Pazar
KAKAOLU TAHİN HELVASI TATLISI
Başka bir adı var mı bilmiyorum ama biz buna böyle diyoruz. Tahin helvasını bol limonla ezerek sulandırarak muhallebi kıvamına getiriyoruz. Et yemeklerinden veya balıktan sonra çok güzel gidiyor. İster ekmek üzeri, istersenizde ekmek bandırarak yiyebilirsiniz. Aslında sadesiyle daha güzel oluyor. Limon aroması kakaoluda pek alınamıyor.
Denemenizi tavsiye ederim.
kolay gelsin
3 Mayıs 2008 Cumartesi
GECİKMİŞ KUTLAMALAR
14 Nisan oğlumun doğum günüydü.Onu gecikmeli olarak geçen hafta kutladık. Pek istediğim gibi bir kutlama yapamadım.Sebebini biliyorsunuz artık söylemek istemiyorum. Keza önceki yazılarımda fazlasıyla bahsedip başınızı ağrıtmıştım. Pastamızın içi kakaolu pandispanya. Herzamanki ölçülerimle pişirdim. Tek fark iki pandispanya yapıp dört katlı bir pasta olması.Yani oldukça yüksek bir pasta oldu. İçi muzlu krema ve muz dilimleriyle dolu. Üzeri ise kremşanti ve çikolata ile kaplı. Oldukça lezzetli bir pastaydı.
Bu pastayla aynı zamanda bloğumun da doğum gününü kutlamak istiyorum. Gerçi oda taa 15 marttaydı. İyiki açmışım bu bloğu, yeni insanlar tanıdım sayesinde. İnsanların birbirleini hiç görmedende dost olabileceklerini öğrendim.
Dostluklarımızın her zaman daim olması dileğiyle şimdilik musade...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)